\ Önemli Kişiler \ Franklin D(elano) Roosevelt

Franklin D(elano) Roosevelt

lakabı fdr (d. 30 Ocak 1882, Hyde Park, New York – ö. 12 Nisan 1945, Warm Springs, Ge-orgıa, ABD), ABD’nin 32. başkanı (1933-45).

Roosevelt Kimdir?

Ülke tarihinde dört kez üst üste göreve seçilen tek başkandır. Fedaral hükümetin yetkilerini kullanarak Büyük Bunalım’ın(*) etkilerini yok edip ekonomik ve toplumsal kalkınmayı amaçlayan New Deal(*) adlı reform programını uygulamış. II. Dünya Savaşı sırasında üç büyük Müttefik liderinden biri olarak önemli rol oynamıştır.

Roosevelt’in Gençliği ve siyasete atılması

Varlıklı bir ailenin tek çocuğuydu. Evde özel öğretmenler tarafından eğitildikten sonra 14 yaşında Massachussets eyaletindeki Groton Oku-lu’na başladı. 1900-04 arasında Harvard Üniversitesi’nde öğrenim gördü. 1905’te uzak akrabası olan ABD başkanı Theodore Roosevelt’in yeğeni F.leanor Roosevelt’le evlendikten sonra Columbia Üniversitesi Hukuk Okulu’na yazıldı. Ama New York barosunun sınavlarını verir vermez okulu bırakarak Wall Street’teki seçkin bir hukuk şirketinde çalışmaya başladı.

Büyük hayranlık beslediği Theodore Roosevelt’in özendirmesiyle siyasete atılmaya karar veren Roosevelt, adının da yardımıyla 1910da Demokrat Parti’den Nevv York Eyalet Senatosu’na seçilmeyi başardı. 1912’de aynı göreve bir kez daha seçildi. Başkanlık seçimlerinde tam destek verdiği Woodrow Wilson’ın seçimleri kazanmasının ardından Mart 1913’te deniz kuvvetleri bakan yardımcılığına atandı. 1920’de Demokrat Parti’den başkan yardımcısı adayı olarak katıldığı seçimi Cumhuriyetçi Parti’nin adayı kazandı. 1921 ‘de çocuk felcine yakalanan Roosevelt bir süre bütünüyle felçli kaldı. Karısının ve yaşamı boyunca sadık bir destekçisi olarak kalan sekreteri Louis McHenry Howe’un ısrarlarıyla, sakatlığına karşın siyasetten çekilmemeye karar verdi.

1928’de New York valiliğine adaylığını koyduğunda henüz yardımsız yürüyemiyor-du. 1928 ve 1930’da iki kez üst üste seçildiği bu görevi şuasında, çiftçilerin yararlandığı bir vergi bağışıklığı programını yürürlüğe koydu, kamu hizmetlerini ucuzlattı, Büyük Bunalım’ın etkilerini hafifletmek amacıyla eyalet yönetimini seferber etmeye çalıştı ve eyaletteki ilk yardım kuruluşunun (1931) temellerini attı. Valilik görevinin sona erdiği 1932’de Demokrat Parti’den başkanlığa aday gösterildi. Brain Trust (Beyin Takımı) olarak bilinen bir grup uzman tarafından özenle hazırlanmış seçim konuşmalarında, Ncw Deal adını verdiği kapsamlı ekonomik ve toplumsal reform programının ana hatlarını açıklayarak başarılı bir kampanya yürüttü ve Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Herbert Hoover karşısında ezici bir zafer kazanarak 7 milyon oy farkıyla başkanlığa seçildi.

Roosevelt toplam 4 kere başkanlık yapmıştır

İlk başkanlık dönemi: Roosevelt 4 Mart 1933″te göreve başladığında ülkedeki bankaların çoğu kapanmış, sanayi üretimi 1929’daki düzeyinin yüzde 56 altına düşmüş, işsiz sayısı 13 milyonu aşmış, çiftçiler büyük bir darboğaz içine girmişti. Bunalımın farklı toplumsal kesimler arasında uzlaşma sağlanarak aşılabileceğine inanan Roosevelt, bu amaçla hükümete Demokrat Parti’nin liberal ve tutucu kanatlarının temsilcilerinin yanı sıra Cumhuriyetçi Parti’den üç üye aldı ve ABD’nin ilk kadın bakanı olan Frances Per-kins’i çalışma bakanlığına getirdi. Ülke tarihinin savaş dönemleri dışındaki en kapsamlı yasal düzenlemelerini gerçekleştirmek için harekete geçen Roosevelt’in 507 Roosevelt, Franklin D(elano) ilk hedefi ekonominin hızla toparlanmasını sağlamaktı. Ekonomik sistemdeki çöküntüye neden olan işleyiş bozuklukları ancak bundan sonra ele alınacaktı. Öncelikle iş ve bankacılık çevrelerine güven vermeye yönelik önlemler alındı. Bütün bankalar geçici olarak kapatılırken, hükümet harcamalarında ciddi kısıtlamalara gidildi. Kongre kararıyla, eyalet yardım kuruluşlarının doğrudan yardımlarda kullanacakları fonları sağlamakla görevli Federal Acil Yardım İdaresi Franklin D. Roosevelt, 1937 UPI (FERA) kuruldu, daha önce kurulmuş olan Yeniden İnşa Finans Kurumu’nun (RFC) yetki alanı küçük işletmelere de borç verecek biçimde genişletildi; yüz binlerce gence ağaçlandırma ve taşkın denetimi gibi alanlarda iş olanağı yaratan Sivil Koruma Birlikleri (CCC) oluşturuldu ve milyonlarca çiftçi ve ev sahibine ipoteklerini kaldırmaları için para yardımına başlandı.

New Deal kapsamındaki en önemli yasal düzenlemelerden ilki çiftçilerin durumunu düzeltmeyi amaçlıyordu. Bu amaçla 1933’te oluşturulan Tarımsal Uyum İdaresi (AAA) yedi temel ürünün üretimini kısmaları karşılığında çiftçilere para yardımında bulunarak tarım ürünlerinin fiyatlarını yükseltmeye ve tarımın milli gelirden aldığı payı artırmaya çalıştı. Bu yöndeki çalışmalar ve birkaç yıl süren kuraklığın da etkisiyle tarımsal üretim düşerken çiftçilerin gelirleri artmaya başladı. Bununla birlikte 1941’e değin 1929’daki tarımsal gelir düzeyine ulaşılamadı.

İkinci önemli yasal düzenleme üretime istikrar kazandırmak, fiyatları artırmak ve tüketicilerle işçileri korumak amacıyla çıkarılan (1933) Ulusal Sınai Kalkınma Yasası’ydı (NIRA). Yasa çevresinde kurulan Ulusal Kalkınma İdaresi’nin (NRA) bütün sektörlerdeki işveren ve işçi temsilcileriyle yürüttüğü görüşmeler sonucunda her sektör için asgari ücret, azami çalışma süresi ve asgari fiyat kotaları saptandı ve işçiler toplu Pazarlık hakkını elde etti. Fiyatların ve üretimin satın alma gücünden daha hızlı artması 1933 yazında canlanmaya başlayan ekonominin çok geçmeden yeniden durgunluğa girmesine yol açtı. Öte yandan kota sisteminin karmaşıklığı uygulamada ciddi güçlükler yaratmaya ve iş çevreleri başlangıçta destekledikleri NRA’nın başarısızlığı konusunda Roosevelt yönetimini suçlamaya başlamıştı. Sonunda Yüksek Mahkeme Mayıs 1935″te aldığı bir kararla kota sistemini yürürlükten kaldırdı.

1934 sonbaharına gelindiğinde ekonomide ancak sınırlı bir toparlanma sağlanmış, hâlâ ciddi güçlükler içinde olan işçilerin ve kentlerde yaşayan yoksul kesimlerin köktenci önlemler konusundaki beklentileri yoğunlaşmıştı. Roosevelt soldan gelen baskılar karşısında 1935-36 yıllarında New Deal programında daha reformcu bir çizgiye yöneldi. 1935’te yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Yasası’yla işsizlik sigortası ve emekli aylığı uygulamasına geçildi. Aynı yıl Kongre kararıyla işsizlere doğrudan para yardımı yapma yerine uygun iş bulmakla görevli Çalışmayı Geliştirme İdaresi (WPA) kuruldu. Ulusal İşçi-Işveren İlişkileri Kurulu Yasası’yla (Wagner Yasası) federal hükümetin toplu sözleşmelere getirdiği güvenceler artırıldı ve Ulusal İşçi-Işveren İlişkileri Kurulu (NLRB) oluşturuldu. Yüksek gelirlilerle büyük şirketlerden alınan vergileri artıran 1935 tarihli bir vergi yasasıyla ABD’de gelir dağılımının düzeltilmesi yolunda önemli bir adım atıldı.

Bütün bu önlemler Roosevelt yönetimine soldan yönelen muhalefeti hafifletirken, tutucuların tepkilerini daha da yoğunlaştırdı. 1936 başkanlık seçimlerine çiftçiler, işçiler ve yoksullardan oluşan geniş toplum kesimlerinin desteğini kazanmış olarak giren Roosevelt, Cumhuriyetçi rakibi Alfred Mossman Landon’ı 11 milyon oy farkıyla yenerek ikinci kez başkanlığa seçildi.

İkinci başkanlık dönemi: Roosevelt seçim zaferinin verdiği güvenle, iş çevrelerinin baskısıyla bazı temel New Deal yasal annı anayasaya aykırı bularak iptal etmiş olan Yüksek Mahkeme engelini ortadan kaldırmak üzere harekete geçti. Uygulamalarının yasalara uygun olduğunu savunarak 1937 başında Yüksek Mahkeme ‘nin kuruluş yapısının yeniden düzenlenmesini istedi. Öneri muhalefet tarafından tepkiyle karşılan-dıysa da mahkeme çok geçmeden tutum değiştirerek uygulamalar lehinde karar almaya başladı. Böylece ekonomiye sınırsız hükümet müdahalesinin yasal engelleri ortadan kalkmış oldu.

1937’ye gelindiğinde önemli ölçüde toparlanmış olan ABD ekonomisi 1937 sonbaharında ciddi bir durgunluğa girdi. Bunda Roosevelt’in bütçeyi denkleştirmek için hükümet harcamalarında büyük kısıtlamalara gitmesi önemli rol oynamıştı. 1938 yazma eleğin süren bunalım ancak kapsamlı bir hükümet harcamaları programının başlatılmasıyla aşıldı. Öte yandan sendikaların Wagner Yasası’nın sağladığı güvencelere dayanarak başlattığı büyük grevlerin sık sık şiddet olaylarıyla sonuçlanması orta sınıflan Demokrat Parti’den uzaklaştırmaya başlamıştı. 1938’den başlayarak tutucu Güneyli Demokratlar New Deal’e açıktan açığa karşı çıkmaya başlarken kasımda yapılan seçimlerde Cumhuriyetçiler Kongre’deki sandalye sayılarını artırdılar.

Bütün bu gelişmelere karşın Roosevelt ikinci başkanlık döneminde bir önceki dönemde çıkarılan yasaları geliştiren ve yeni alanlara el atan önemli reformları Kongre’den geçirmeyi başardı. Toprak aşınımını önlemek amacıyla başlatılan kapsamlı projeler, konut yapımını ve çöküntü bölgelerinin temizlenmesini kapsayan büyük bayındırlık çalışmaları bu yıllarda gerçekleştirildi. Sosyal güvenlik ve tarımsal düzenleme bundan böyle hükümetin işlevleri olarak kabul edilirken, taşkınları denetlemek, ucuz elektrik enerjisi sağlamak ve bölgesel etkinlikleri planlamak amacıyla kurulan Tennessee Vadisi İdaresi (TVA) ve yatırımcıları hileli borsa işlemlerine karşı korumak üzere oluşturulan Menkul Değerler ve Borsa Komisyonu (SEC) kalıcı kuruluşlara dönüştü.

1939’a gelindiğinde dış politika iç politikayı gölgede bırakmaya başlamıştı. Roosevelt, yönetiminin ilk yıllarında, ekonomik bunalımla yalandan ilgili ve ABD’yi savaşın dışında tutmaya yönelik bir dış politika izlemişti. 1933’te ticari ilişkileri geliştirme umuduyla SSCB’yi tanımış, Latin Amerika ülkeleriyle “iyi komşuluk” ilişkilerini geliştirmeye çalışmış ve Ağustos 1935’te kabul edilen Tarafsızlık Yasası’nı desteklemişti. Japonya’nın Çin’in kuzeyinde ciddi bir tehdit oluşturmaya başladığı 1937’den sonra dış politikada farklı bir çizgiye yöneldi. Eylül 1939da Avrupa’da 2. Dünya Savaşı nın başlamasının ardından Müttefiklere nakit para karşılığı silah satılmasını sağlamak amacıyla; Roosevelt, Tarafsızlık Yasası’nı gözden geçirmek üzere Kongre’yi özel bir oturuma çağırdı. Hitler’in saldırıları sonucu 1940 yazında Fransa’nın düşmesi üzerine savunma hazırlıklarına ve İngiltere’ye silah ve malzeme yardımına başlandı.

1940’ta başkanlığa yeniden adaylığını koyan Roosevelt, Cumhuriyetçi rakibi Wendll L. Willkie karşısında oyların yüzde 54ün-den fazlasını alarak ABD tarihinin üçüncü kez göreve seçilen ilk başkam oldu.

Üçüncü ve dördüncü başkanlık dönemleri: Roosevelt yoğun tartışmaların ardından İngiltere ve müttefiklerine yardım sağlanmasını öngören Ödünç Verme ve Kiralama Yasası’nın Mart 1941’de Kongre’den çıkmasını sağladı. Ağustosta ise İngiltere başbakanı Winston ChurchiH’le “Ncvvfound-land” adlı bir savaş gemisinde bir araya gelerek ulusların kaderlerini tayin hakkını, ekonomik fırsatların çoğaltılmasını, korkusuz ve tok yaşama özgürlüğünü, denizlerin serbestliğini ve silahsızlanmayı amaçlayan Atlantik Sözleşmesi’ni imzaladı.

Bu arada Mihver Devletleri olarak bilinen Almanya ve İtalya’yla Üçlü İttifak’a girmiş olan Japonya’yla ABD arasındaki ilişkiler gitgide gerginleşmeye başlamıştı. Japonların 7 Ağustos 1941’de Havvaii’deki Pearl Harbor’a saldırmalarının ertesi günü Roosevelt’in çağrısı üzerine toplanan Kongre Japonya’ya savaş ilan etti. Bundan üç gün sonra Almanya ve İtalya ABD’ye savaş açtı. Roosevelt savaş sırasında, Kongre’deki tutucuların desteğini koruyabilmek için birçok ödün vermek zorunda kaldı ve New Deal kuruluşlarının bazılarının etkinliklerine son verildi. Öte yandan savaş araçları üretimine büyük hız verildi. Pearl Harbor baskını sırasında Almanya ve İtalya’nın toplam üretimine denk olan ABD savaş sanayisi üretimi, 1944’le Mihver Devletlerinin toplam üretiminin iki katma çıkmıştı. Roosevelt savaş boyunca stratejiye ilişkin sorunlar, müttefiklerle yürütülen görüşmeler ve barış sonrası düzenlemeler gibi konularla yoğun biçimde ilgilendi. Mihver Devletleri’ne karşı savaşan bütün ülkeler arasında geniş bir ittifakın kurulmasında öncü rol oynadı.

Kasım 1942’de Kuzey Afrika, Temmuz 1943’te Sicilya ve Eylül 1943’te İtalya’nın işgaliyle sonuçlanan harekâtlara katılan ABD birlikleri Haziran 1944’teki büyük Normandiya Çıkarması’nda da önemli görevler üstlendi. Bu arada Churchill’le sık sık bir araya gelen Roosevelt, Ocak 1943’te Fas’ın Kazablanka kentinde Churchill’le yaptığı görüşmenin ardından Mihver Devletleri’nin koşulsuz teslimi doktrinini ortaya attı. Öte yandan savaş sonrasında bansın korunmasının SSCB’yle dostça ilişkilerin kurulmasına bağlı olduğunu görerek Sovyet lideri Stalin’in güvenini kazanmaya çalıştı ve Kasım 1943’te Churchill ve Stalin’le Tah-ran’da bir araya geldi.

Bu arada Mihver güçleri hem Avrupa’da, hem de Büyük Okyanusta ciddi bozgunlara uğruyordu. Roosevelt, Churchill ve Stalin Şubat 1945’te Yalta’da bir araya geldiklerinde Avrupa’da savaşın sonu yaklaşmıştı.

Konferansta Almanya’nın kayıtsız şartsız teslime zorlanması ve Doğu Avrupa’da demokratik rejimlerin kurulması konusunda anlaşmaya vanldı. SSCB Doğu Asya’daki bazı ödünler karşılığında Almanya’nın tesliminden sonra Japonya’ya karşı savaşa girmeyi kabul etti.

Roosevelt 1944 başından beri sağlık durumunun kötüye gitmesine karşın 1944 başkanlık seçimlerine katılma karan aldı ve rakibi New York valisi Thomas E. Devvey’i 3,5 milyon oy farkıyla geride bırakarak dördüncü kez başkan seçildi. Yalta’dan dönüşünde dinlenmek üzere Warm Springs’e çekildi. Savaş sonrası dönemde bansın korunmasının güvencesi olarak gördüğü Birleşmiş Milletler’in kuruluş sözleşmeşini hazırlamak için 25 Nisan 1945’te San Francisco’da toplanacak konferansa katılmaya hazırlandığı sırada ağır bir beyin kanaması geçirerek öldü. Roosevelt’in yerini Başkan Yardımcısı Harry S Truman aldı.

Yorumunuzu bırakın