Japon Başarıları (1941 – 1942)
Pearl Harbor baskını, Japonya’nın Uzakdoğu’da girişeceği bir dizi çarpışmadan yalnızca biriydi. Baskınla aşağı yukarı aynı anda, Japon deniz ve hava kuvvetleri Wake adasına, Guam’a, İngiliz Malezya’sına, Singapur’a, Hollanda Doğu Hindistan’ına, Burma’ya, Tayland’a ve Filipinler’e de saldırdılar.
Tokyo’nun yaklaşık 1250 km güneyinde, Japon mandası altındaki Mariana adalarına çok az uzaklıktaki ABD’ye bağlı küçük Guam adası, tahkim edilmişti. 7 Aralık’ta gün doğarken, bir Japon hava filosu adaya saldırdı. Üç gün sonra da Japon askerleri adaya çıkartma yaptılar. Uçaksavarlardan ve kıyı topçu bataryalarından yoksun bulunan küçük ABD garnizonu teslim oldu. Gene ABD’ye bağlı Wake adasındaki küçük deniz piyade birliği, 11 Aralık’taki ilk Japon çıkarma girişimini geri püskürttüyse de, Japonlar ezici bir kuvvetle yeniden saldırıp, 23 Aralık’ta adayı ele geçirdiler. Guam ile Wake’nin düşmesi, Hawaii ile Filipinler arasında ABD ulaşım hattını kopardı.
Japon kuvvetleri Büyük Okyanus’a egemen olunca, bölgedeki son Müttefik deniz gücü de büyük bir bozguna uğratıldı. Pearl Harbor’un ardından Washington, Büyük Okyanus’un güneybatı kesimindeki İngiliz donanmasından yardım ummuştu. İngiltere’nin yeni savaş gemisi Prince of Wales ile Repulse zırhlısı, Singapur’da demirliydiler. Malezya’daki Japon ilerlemesi haberlerini alır almaz, İngiliz tümamirali Tom Phillips, iki ağır savaş gemisi ve bir refakat gücüyle, ama hava desteği olmaksızın, denize açıldı. Ne var ki, 9 Aralık’ta, Malezya kıyılarına yaklaşık 80 km uzaklıkta, Singapur’dan yalnızca 240 km kadar uzaklaşmışken, gemileri Japon uçakları tarafından görüldü ve ertesi gün düzenlenen hava saldırısında tümü batırıldı.
25 Aralık 1941’de, güçsüz İngiliz sömürgesi Hong Kong’u da ele geçiren Japonya, asıl savaş yeteneğini, Malezya ormanlarındaki savaşta gösterdi. Malezya savaşı, Uzakdoğu’daki İngiliz ve Hollanda savunmasının kilit noktası olan Singapur’un Japonlar tarafından ele geçirilmesiyle (15 Şubat 1942) doruğa tırmandı. Aralık 1941’den Şubat 1942’ye kadar, Japonya, Hollanda’ya bağlı Doğu Hint adalarındaki Müttefik mevzilerini ortadan kaldırmak için hava ve kara gücünü sistemli biçimde birlikte kullandı. Daha sonra da, Japon gemileri, Cava denizindeki bir dizi çatışmada, Müttefik donanmasına çok büyük zarar verdiler. Bu zafer, Hollanda adalarının istilasını kolaylaştırdı ve adalar Mart 1942’de teslim alındı.
Bu noktada Japonya’nın stratejisi açıkça belli olmuştu: Müttefiklerin deniz gücünü Büyük Okyanus’ta yok ettikten sonra, Malezya ve Doğu Hint adalarının yanı sıra, Güneydoğu Asya’nın hammadde açısından en zengin bölgelerini kolayca ele geçirmek.