Almanya Savaşı

1945 Şubat’ında Patton’un hızlı tankları, Ren ırmağının batı kıyısını bütünüyle temizlediler. ABD birlikleri, 7 Mart’ta, Köln yakınındaki bir kilit köprüyü sağlam olarak ele geçirdiler. Müttefik birlikleri hemen, bütün güçleriyle bu köprüden akmaya başladı; çok geçmeden Ren, başka noktalardan da aşıldı. Montgomery kuzeyde, Patton da güneyde bulundukları noktayı korurken, Müttefikler artık, Almanya’nın iç kesimlerine yönelecek ve Berlin’e yürüyecek duruma gelmişlerdi.
Ne var ki, düşmanı kovalamayı sürdürmek isteyen ve Berlin’in siyasal açıdan anlamını kestiremeyen Eisonhower, kuvvetlerinin yönünü Leipzig’e çevirip, gücünü, güneyde Hitler’in son direnme noktası olacağını varsaydığı “ulusal tabya” da yoğunlaştırdı. ABD birliklerinin, 12 Nisan 1945’te Elbe’ye ulaşmasına ve Berlin’e yalnızca 96 km kalmasına karşın, Stalin’e, kenti Sovyetlere bıraktığını bildirdi. Sovyet topçusunun sistemli ateşi ve İngiltere’den havalanan Müttefik hava kuvveti, Alman başkentini bir yıkıntı alanına çevirdi. Savaştan bezmiş pilotları, yakıp yıkılmış havaalanları ve tükenmiş yakıt stoklarıyla Luftwaffe, kenti savunacak güçten yoksundu.
16 Nisan 1945’te Zukov, Berlin’e son bir saldırı düzenledi ve ay sonunda Sovyet askerleri, kentin merkezine ulaştılar. Sovyetlerin öç alacağından korkan Alman asker ve sivilleri, Batılı Müttefiklerin kendilerine daha iyi davranacağına inancıyla, ABD ve İngiliz birliklerine teslim olmak istediler. 25 Nisan 1945’te Berlin’i kuşatan Sovyet birlikleri, Elbe kıyısındaki Torgau’da ABD birlikleriyle buluştular.